29 Mayıs 2008 Perşembe

sen bana hediye mi gönderiyorsun Allahım, aldım kabul ettim, can baş üstüne..

elektrikler kesildi birden. birden hayat bambaşka bir çehreye büründü. gecenin ikisinde hayat unuttuğum varlığıyla birden beliriverdi önümde. uzanıverdi. tek yapmam gereken tutmamdı. tuttum.

bir mum uyandırdım önce. sonra bir sigara yaktım. evimin sultanahmet'i gören penceresinden siyahlara bürünmüş sokağımın ardındaki karşı'ya baktım. zaman durdu. farid farjad çalıyordu bilgisayarımda. laptopumu seveyim. zor zamanlar için elektrik biriktiren düşünceli aletim. gökteki yıldızlar örtülerinden kurtulup bana baktılar. ne de çoktular. ne de çok..

sigaramı tellendirdim. müziği sadece kulaklarımla değil, benliğimle dinledim. gemiler geçti boğazdan, cankurtaran feneri bir aydınlattı bir aydınlatmadı, sultanahmet bütün vakarıyla karşıdan bana baktı.

müzik sustu. elektrikler geldi. sigaram da zaten bitmişti. içeri girdim ışıkları söndürdüm. sonra da bu yazıyı yazdım.

Allah'ım sen ne güzel bir Allah'sın.

3 yorum:

ayse dedi ki...

niçin yaptın bunu? kıskanmayayım diye mi? kıskanayım diye mi? hiç anlayamıyorum. ama peki :)

vedide yalınayak dedi ki...

kıskan. kıskanma. kıskan ya da kıskanma. ister kıskan ister kıskanma.

gazoz kapağı dedi ki...

oğlum burada sürekli deniz resimleri çiziyor, ailece denizmak olduk. bu tür anılarınızı okudukça denizmaklığımız artıyor. belki ilaç kulanmalıyız. antidenizmak ilacını da yeşil reçeteyle satıyorlarmış. sanırım "denizmak da nedir ki" seminerlerine de gitmeliyz. ama semineri veren de eski bir denizmakmış, bana aşmış gibi gelmedi para için yapıyor