13 Kasım 2014 Perşembe

katip arzuhalim

Yazmak zorundayım. Blog yazarımın ben. Bloga yazarım.

Soyadı "şükür" denebilecek biri ki bir yazardır kendisi ve ben onu tam ismiyle buraya arama motorlarından gelinmesin diye yazmıyorum, şöyle konuşmuştu:

"Ş - bir kimsenin yazar olduğu nereden bellidir? Kime yazar denir? Siz, ne zaman kendinize yazar dersiniz?
Sizin de tanıdığınız biri cevap verdi, ben değilim -  yazdıkları yayınlanınca ve başkaları onu yazar olarak gördüklerinde
Bilgece gülümsedi şükür - hayır. Siz yazdığınızda ve kendinize yazar dediğinizde yazar olursunuz."

Yazmak zorundayım çünkü yazmadığım zamanlar beynimi kullanmıyorum. Düşünmek için yazmam gerekiyor. Düşünüp sonra yazmıyorum çünkü ben. Yazarken düşünüyorum. Düşünmeye ihtiyacım var. İşte bunun için yazmaya.

İleride ne olacak, geride ne olmuştu. İleri ve geri diye bir şey var mı? Yok sanki. Anım var. Anı oluyor sonra.

Sevgiyle selamlarım.