elektrikler kesildi birden. birden hayat bambaşka bir çehreye büründü. gecenin ikisinde hayat unuttuğum varlığıyla birden beliriverdi önümde. uzanıverdi. tek yapmam gereken tutmamdı. tuttum.
bir mum uyandırdım önce. sonra bir sigara yaktım. evimin sultanahmet'i gören penceresinden siyahlara bürünmüş sokağımın ardındaki karşı'ya baktım. zaman durdu. farid farjad çalıyordu bilgisayarımda. laptopumu seveyim. zor zamanlar için elektrik biriktiren düşünceli aletim. gökteki yıldızlar örtülerinden kurtulup bana baktılar. ne de çoktular. ne de çok..
sigaramı tellendirdim. müziği sadece kulaklarımla değil, benliğimle dinledim. gemiler geçti boğazdan, cankurtaran feneri bir aydınlattı bir aydınlatmadı, sultanahmet bütün vakarıyla karşıdan bana baktı.
müzik sustu. elektrikler geldi. sigaram da zaten bitmişti. içeri girdim ışıkları söndürdüm. sonra da bu yazıyı yazdım.
Allah'ım sen ne güzel bir Allah'sın.
3 yorum:
niçin yaptın bunu? kıskanmayayım diye mi? kıskanayım diye mi? hiç anlayamıyorum. ama peki :)
kıskan. kıskanma. kıskan ya da kıskanma. ister kıskan ister kıskanma.
oğlum burada sürekli deniz resimleri çiziyor, ailece denizmak olduk. bu tür anılarınızı okudukça denizmaklığımız artıyor. belki ilaç kulanmalıyız. antidenizmak ilacını da yeşil reçeteyle satıyorlarmış. sanırım "denizmak da nedir ki" seminerlerine de gitmeliyz. ama semineri veren de eski bir denizmakmış, bana aşmış gibi gelmedi para için yapıyor
Yorum Gönder