hatırlıyorum ki bir cami avlusundaydım. oraya nasıl geldiğimi hatırlayamıyordum, hatırlıyorum. ağlıyordum, sonsuz ağlıyordum.
eskilerin sadabat dedikleri yerde bir camiydi bu. hala hatırlayamıyorum, oraya nasıl gitmiştim. hala ağlıyordum. sonsuz üzgün.
sonra birden telefonla konuşur oldum. hatırlayamıyorum sen mi aramıştın, yoksa ben mi seni. sonsuz üzgün, sonsuz ağlıyordum. hatırlayamıyorum anlatmış mıydım, anlatmadan mı anlamıştın, hatırlayamıyorum.
telefonu ne zaman kapattık, hatırlayamıyorum. sonra ne oldu, hiç..
sadece hissettiklerim ve tek bir cümlen var. ölümüme hazırlanan film şeridinde muhakkak sahne alacak bu perdeden. açık seçik..
işte aynı öyle hissediyorum.
ne bir cami avlusundayım. ne bir telefon var. ne tek damla göz yaşı.
30 Eylül 2010 Perşembe
27 Eylül 2010 Pazartesi
25 Eylül 2010 Cumartesi
bizde numara yok
şehre yeni gelen bir tatar kadın var. tanışmak için bize uğradı ramazanın son haftası. hem de giden arkadaşlardan kalan bazı eşyaları teslim almak için. teşekkür etti. ben de ona dedim ki asıl ben teşekkür ederim. çok sevgili bir tatar arkadaşım var. onu çok özlüyorum. sizi görünce biraz teselli oldu dedim. sizin yemekleriniz de çok güzel olur dedim. ben pek iyi bir ahçı sayılmam ama yerleşince bir gün sizi yemeğe çağırmak isterim dedi. biraz zorla davet ettirir gibi olduğunu o anda farkettim. ama olsundu. işte o davetin günü bugün. leyla hanım'ı evinde ziyaret edip tatar yemeklerinden yiyeceğim. eli boş gitmesem ne götürsem diye düşünüyorum. borcam olabilir. adettendir yeni ev kurana. kazan üniversitesinde felsefe hocasıymış. safiye teyzeye benziyor. sarışın.
24 Eylül 2010 Cuma
23 Eylül 2010 Perşembe
kayış koptu
eğer ben erkek olsaydım ve karım da ben gibi bir kadın olsaydı asla baba olmak istemezdim. zira ben gibi bir kadının hamilelik döenmi çekilmez oluyor. fiziki ağrılar merhamet edip pek yoklamıyorlar ama üzerimde milyarlarca cin tepiniyor. sinirli, kızgın alıngan, ağlak, çaçaron, şiddet yanlısı bir yaratık oluyorum. buna rağpmen dokuz ay sonra içimden masum bir şey çıkıyor. üçüncü kez o masumiyetle tanışma adına kezzaba batırılmış günler yaaşatıyorum çevreme. eğer teknoloji bize kazık atmadıysa bu sefer kızımız olacak. attıysa çete kuracağım.
soru 1- onca zaman neden nette yoktum ayşe?
cevap 1- çünkü uyuyordum, hamileler uyur.
selametle
soru 1- onca zaman neden nette yoktum ayşe?
cevap 1- çünkü uyuyordum, hamileler uyur.
selametle
22 Eylül 2010 Çarşamba
var olmak
düşmekle kalmayıp düştüğü yerde çürüyebiliyor insan. mutlu olmayan sonlar da var. filmin sonunda "aa kötü adam benmişim" demek de var. hayretin de türlü türlüsü var. var oğlu var.
ne yapacaksın. yatıp kalkıp yiyip içip alıp satıp gününü bekleyeceksin. elinden başka türlüsü gelirse ne ala. gelmezse o da senin elin. sana onu vermişler. elini koparıp yenisini takacak halin yok ya. yok oğlu yok.
çürüme koku da yapıyor tabi. çok yaklaşmamak lazım.
21 Eylül 2010 Salı
virgül
ramazan geliyordu, ramazan gelsin dedim. ramazandaydık, ramazan geçsin dedim. bayram geliyordu, bayram oldu, hadi bayram da geçsin dedim. sonra bayram bitti. tatile gittik. tatil bitsin dedim. eve geldim. tam başlayacaktım ki hastalandım. şimdi de e hadi bir iyileşeyim de, diyorum.
işte hayat böyle geçiyor.
işte hayat böyle geçiyor.
20 Eylül 2010 Pazartesi
12 Eylül 2010 Pazar
bugün
bugün çim adam yaşlandı. saçları sarardı. heyecanlı küçük kızlara seni anlattım, neşeleri arttı. bebekler gibi ağladım ben bugün, canım çok yandı. iki kere iki yine dört etti, beş buna şaştı kaldı.
11 Eylül 2010 Cumartesi
bayram o bayram ola
bittabi bayramınız mübarek olsun.
siz de mübarek olun. herkesler herşeyler mübarek olur o zaman aslında.
temennâ
siz de mübarek olun. herkesler herşeyler mübarek olur o zaman aslında.
temennâ
2 Eylül 2010 Perşembe
koku
alt kattaki komşu geceleri marihuana içiyor. kokusu bizim yatak odasına çıkıyor. önce birisi lastik yakıyor zannettik. ama her gece her gece lastik yakmaları biraz saçma geldi. konuyu arkadaş ortamında gündeme getirince birisi "marihuanadır o, öyle kokar" diyerek ufkumuzu genişletti.
içmek serbestmiş buralarda.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)