11 Aralık 2010 Cumartesi

jora! sen bizim! her şeyimizsin!

jora sen bu dünyadaki her şeyin zıddısın. her şey senin varlığınla var. diğer her şey, sen olmayan bir şey.

jora, sen susarsan her şey susar.

sen konuştukça cıvıl cıvıl olur kainat. yıldızlar parlar, gökkuşağı çıkar, kızlar şarkı söyler.

biz, sessizliğini çizmemek için ses etmeyiz. konuş dersen konuşur, otur dersen otururuz. büzülünce büzülür, süzülünce süzülür.. eller, şak şak şak! ayaklar, rap rap rap!

yani biz, dünyadaki diğer her şey gibi değil, senden bir parça olan biz.

ya!

8 Aralık 2010 Çarşamba

benden sarkan balkon

havale geçiriyor yazları balkonumuz
bacalar kara dilleriyle dedikodusunu yapıyorlar onun
kadınları lunapark ışıkları sanıyor çünkü balkonumuz
çünkü gençken kamyonların arkasında seyahat etmeyi dilemiş
bir de karşıki balkonun parmaklıklarına dokunmak için
el istemiş Tanrıdan

saksıdaki çiçeklere küfürler öğretiyor bu balkon
havaya kaldırılmış birer yumruk olduğuna inanıyor yıldızların
boynuna kolyeler takıyor demirlerine çarpıp ölen kuşlardan
uykusunda “yıkın beni” diye bağırıyor
zaten bu balkonda çay içerken uçuruma düştü annem
babam da vardı bir ara, sanki gündüz açık unutulmuş bir lambaydı
balkon, babamın sırtına bir yıldız saplayacakken vazgeçti
çünkü üzerine yuva yapmış şarkılar vardı

hayrola

ben susunca siz de susmasanıza ya. dünya da sizin gibi.