31 Temmuz 2012 Salı

varlık iddia edilmezken varlıklılık nasıl olsun? varlığım varlığına armağan olsun!

derdim Ayşe. eskiden de derdim, yine derim, Ayşe.

sözlerim bitecek, konuşmayı unutuvericem birden korkularıyla doluyorum. bir telefon kadar uzak değilim ben ona. çok yakınım. kuzum bana ne oluyor ki, konuşamayacağımdan korkarken sonra bir anda, mermer dar bir koridorda, yeşil parmaklıklı bir camda buluyorum kendimi, hem de ne geveze. başımdan atıveriyorum Ayşe'yi, senin Ayşe'n o diyorum, bırakma elini.

bunun üzerinden kırk saat geçmedi. belki dört saat geçti.

27 Temmuz 2012 Cuma

bugün rahat bi 40 derece vardı. ayrıca hala çok mutusuzum. kimse de beni sevmiyor. ergenim yani. gidiyim balkona bi sigara daha içeyim. belki geçer. sıcak başıma. vay başıma. insan kendisini tümünü seç, sil yapabilse negzel olurdu a dostlar? intihar nasıl ediyorlar ya? onu hiç anlamıyorum. bende böyle bi çantamı alıp çekip gitmek isteği uyanıyor genelde. bi de saçlarımı kesmek. önce saçlarımı kesmek sonra çantamı alıp gitmek. ama bunları yapamıyorum. çocuklarım var. saçımı bile kesmemden hoşlanmıyorlar, nasıl gidyim çantamı alıp. çantayı almak çok önemli.

25 Temmuz 2012 Çarşamba

mutsuzlaştıkça çirkinleşiyorum.

kim bilir?

iyilik yapıyoruz, denize atıyoruz. balık için mi? Hâlık için mi? bir ihtimal daha var. o çok fena.

22 Temmuz 2012 Pazar

20 Temmuz 2012 Cuma

kekremsi bir tat tabiri kadar rezil

bazen öyle anlar geliyor ki, hayata küsmesek icin kendimi zor tutuyorum. hayata küssem hayata bisey mi olur. tavşan olurum ben. dağa küseninden. Allah bilmiş de saklamış beni. insanlardan. İnsanları da benden.

16 Temmuz 2012 Pazartesi

çok özledim sizi. ıkınızı. bi arada.

5 Temmuz 2012 Perşembe

gülü seven dikenine katlanır ne ya? gülü seven dikenini de sever. o kadar.