28 Temmuz 2009 Salı
more
seyrettiğim en iyi kısa filmlerin içinde yüzüyor, kıymık batıran bir çalışma,Mark Osborne'un yazdığı More'u tavsiye ederim. sanırım netten aranınca bulunabilen bir şey.
15 Temmuz 2009 Çarşamba
6 Temmuz 2009 Pazartesi
peki bu şarkıyı hatırlarsınız
"markette çalıyordu" dedi, "hoparlörün altında durup bitene kadar dinledim". gelip geçenlerin tuhafına gitmiş, şarkıyla duş alır gibi mi dedi, üzerine şarkı yağıyormuş gibi mi olmuş ne.. çok güzel söyledi de ben unuttum. buldum dinledim o çok beğendiği şarkıyı fatma'nın. fatma'yı çok seviyorum. ilk gördüğüm andan beri çok seviyorum onu. bir paket uzun marlboro alıp beraber içelim. o ilk tanıştığımız günün hatırasına. ya da bağdaş kurup kağıt yırtalım. sağlığa daha zararsız olur.
şarkının şurasını sana hediye ediyorum o zaman:
sesi güzel olan kadınlar içinde sezen aksunun yeri başkadır. rüzgarlı bir ağaç altıdır, veyahut ayakların gelip giden dalgalarla ıslandığı bir deniz kenarıdır. bu şarkısıyla da büyük bir dalgayla üzerimizden geçip boğulma tehlikesi altına sokmuştur bizi.
laylaralaylaralaylaralaylaralaaay...
şarkının şurasını sana hediye ediyorum o zaman:
"Yüzünüz ne kadar da aşina
Avcumun içine alıp öpmüş olabilirim"
sesi güzel olan kadınlar içinde sezen aksunun yeri başkadır. rüzgarlı bir ağaç altıdır, veyahut ayakların gelip giden dalgalarla ıslandığı bir deniz kenarıdır. bu şarkısıyla da büyük bir dalgayla üzerimizden geçip boğulma tehlikesi altına sokmuştur bizi.
"geçtiğiniz yollara düşmüş olabilirim.."
"gözünüz öyle uzak bakmasa sizi tanıdığıma yemin ederim.."
laylaralaylaralaylaralaylaralaaay...
3 Temmuz 2009 Cuma
cem yılmaz bey kardeşimiz "ah bu gönül şarkıları"nı seslendirmiş o güzel sesiylen. safiye ayla gibi olmamış tabi. ama beğendim ben gene de. seviyorum kendisini. ne pişirse yerim.
dinle
dinle
istek
bu mevsimde iki arkadaşımın babası vefat etti.
dün en sevimli amcamın oğlunu görmeye gittim. şubatta aniden ve başka vesileyle ortaya çıkan kanser 5 ay dolmadan onu tamamen bitirmişti. doktorların öngörüsüne göre bir hafta kadar ömrü kaldı. o da öyle yatağında küçücük kalmıştı.
yanına getirip 2 aylık torununu yatırdılar. ikisine de baktım. bir bebek güzelliği düşünün, hem de iki aylık olsun. mehmet ağabeyim kalıbımı basarım ondan daha güzel görünüyordu. o nasıl bir güzelliktir yarabbim..
dua istiyorum.
dün en sevimli amcamın oğlunu görmeye gittim. şubatta aniden ve başka vesileyle ortaya çıkan kanser 5 ay dolmadan onu tamamen bitirmişti. doktorların öngörüsüne göre bir hafta kadar ömrü kaldı. o da öyle yatağında küçücük kalmıştı.
yanına getirip 2 aylık torununu yatırdılar. ikisine de baktım. bir bebek güzelliği düşünün, hem de iki aylık olsun. mehmet ağabeyim kalıbımı basarım ondan daha güzel görünüyordu. o nasıl bir güzelliktir yarabbim..
dua istiyorum.
2 Temmuz 2009 Perşembe
1 Temmuz 2009 Çarşamba
tadilat
Annemin evinde tadilat var. lavabolar sökülüyor. sonra kapılar sökülecek ardından da evin gıcırdayan tahtaları. Bu tadilatı en çok ben istedim. Annem rahat etsin diye. Çocukluğumun sık sık o evde karşıma çıkmasın diye. Sinir bozucu bir şey. Sürekli hastalıklı bir çocukla burun buruna gelmek. Ben dünyaya alıştım. Dünyaya alışamayacağını zanneden bir zibidiyle uğraşmak istemiyorum. Yeni ev iyidir. Yeni evimizde hem babam da ölmedi. o eski evimizde öldü. parkelerimiz ışıl ışıl olacak. kapılar gıcırdamayacak. ne güzel evin her yanı kırılıyor. çuval çuval beton, toz geçmiş çıkıtyor o evden. bu yeni evde henüz kimse ağlamadı. bu yeni evde henüz kimse ölmedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)