30 Nisan 2011 Cumartesi

kurdelayı keselim

açılmış neyse ki saçılmamış. vay be!!!

28 Nisan 2011 Perşembe

:(

kat kat üzülüyorum. insan böyle şeye üzülür mü yahu diyorum, üzüldüğüme üzülüyorum. ne zaman üzülsem o üzüntünün içinden kendime bir suç bulup çıkartmayı becerebildiğime üzülüyorum. bunlar iyi şeyler değil hacı. bunlar fena şeyler.

27 Nisan 2011 Çarşamba

vaziyet

olmadı washington işi. 30 haziran'da istanbul üzerinden ankaraya dönüyoruz. hiç sevinmedim buna. amerikaya da bayılmıyordum ama ankaradan daha kötü bir yer düşünemiyorum yaşamak için. zindana atılacakmışım gibi geliyor. artık devletin tazminatını ödeyinceye kadar 4 sene dişimizi sıkıp sonra kaçacak bir yer bakıcaz.. önümüzdeki iki, üç ay içinde yapmak zorunda olduğum işler de gözümde fena halde büyüyor.
şimdi bana sağlam bir "bismillah" lazım.
burası senin dünyan Allah'ım. bu da senin ayşe'n..

19 Nisan 2011 Salı

enginar'a:

enginar, sen ne kadar güzel bir sebzemizsin. ama seni ayıklayıp temizlemek ne kadar da zor. tırnağımın arasına dikenin battı, çok canım yanıyor. gene de sen buna değersin bebeğim. çok özel bir tadın var. yapraklarının çöpe atılıp sadece dibinin pişirilmesine de karşı olduğumu belirtmeliyim. içleri kemirilerek yenilebiliyor çünkü.
bence sen bir bahar çiçeğisin. narin değil ama güzel. güzellik narinlik mi ki canım? güzellik içteki lezzettir.

17 Nisan 2011 Pazar

istanbul'u laleler sarmış. burada daha ağaçlar yeni yeni tomurcuklanıyor. ama washington daha ılımanmış, iklimi istanbul'unkine benziyormuş. osman geçen hafta gitti, bahar gelmiş o tarafa. iyi geçmiş iş görüşmesi. 2012 baharında nerede olacağımı bilmiyorum. biraz korkuyorum. biraz da bana her şey bir geliyor artık. bir şey dışında. onun da dışındayım zaten.
iki gündür fatma'ya facebooktan sesleniyorum cevap vermiyor. fatma kelimesinin görüntüsü ne hoş değil mi? bi kağıda fatma yaz, otur seyret. ama küçük harfle.
mutedil dalgalı bir belirsizlikler bulutunda geziniyorum günlük. açsınlar artık blogger'ı erişime ya.

12 Nisan 2011 Salı

meleklere inanmak.