16 Ekim 2011 Pazar


ashab-ı kehfin resimleri de bitti. nedense hep resimler yazılardan güzel oluyor

7 Ekim 2011 Cuma

bizim beşiktaştaki ev sobalıydı. salon kapalı dururdu, orayı ısıtmazdık. "ön taraf soğuk yer" derdik salona. arka tarafta sıcak sıcak otururduk. ben pek oturmazdım. hala da yapamıyorum. şimdiki evimiz de akşamları serin oluyor, elektrikli radyatör yakıyoruz. salonla mutfağın olduğu kısmı kapatıyorum. oradan aklıma geldi. ebru hep kitap okurdu çocukken. ahmet uslu uslu oynardı. düşünce filan hiç ağlamazdı. tosun gibi bişeydi. o ikisinin gözlükleri vardı, benim yoktu. annem yatmadan önce sütlü kakao yapardı, şıkır şıkır koridordan karıştıra karıştıra gelirdi. kar yağınca yıldız parkına kaymaya giderdik. çöp torbalarıyla kayardık, kızağımız yoktu. dönüşte saray pastanesinde sahlep içerdik bazen. balkondan tanıştığımız komşularımız vardı, elifler. elifin cemlekerem diye iki tane erkek kardeşi vardı annesi onları kız olsun istemiş, olmayınca saçlarını uzatmış örmüş filan küçükken, resimlerini görmüştüm.

4 Ekim 2011 Salı

appear online to everyone

bugün günlerden salı. bişeyi beceremeyince hiç şaşırmıyorum. ben nasıl oldu da bunu yapamadım diye bir soru aklıma gelmiyor. becerebildiğim şeylere ise şüpheyle yaklaşıyorum.
yarın günlerden çarşamba. pek bi hareket olmaz. öbür gün perşembe, hareketten benim nasibim pek olmaz. sonra günlerden cuma i'm in love. the cure ya rabbi, where is it? sapıttım gidiiyoorum bahtımın rüzgaarı..