18 Haziran 2008 Çarşamba

az yağlı sinek

kitapta yol aldıkça neyse ki benim sefil ruhum kerouac'ınkinden epey uzaklara düşmeye başladı. anlatılanların gerçek oluşu hatta gerçeğin sansürlenmiş hali oluşu hem de bundan altmış sene evvel yaşanmış oluşu bazen beni gülümsetiyorsa da çoğunlukla şaşırtıyor ve ne mutlu ki üzüyor biraz da.
neyse, anlatacağım kısım şu: adam otogarın birinde güzle bir kızla karşılaşıyor, tesadüf eseri kızla aynı otobüse düşüyorlar, işler yolunda gidiyor kızla aralarında muhabbet hasıl oluyor, kız da onu gözüne kestirmiş garda, neyse.. nihayet bir otel odasında buluyorlar kendilerini. sonra bir anda kerouac bu kızın orospu olduğu, bir pezevenk tarafından çalıştırıldığı ve kendisini soyacağı paranoyasına kapılıyor. kız da çok geçmeden kerouac'ın kendisini pazarlamak isteyen bir pezevenk olduğunu düşünmeye başlıyor. birbirlerine birkaç saat öncesinde aşkla bakan iki insan bir anda birbirlerinden korkar oluyorlar. evet işte sinek, işte yağ diyorum fatma..

şimdi anlatınca bana da çok yavan geldi :P
başladık bi kere, okuycaz mecbur.:

Hiç yorum yok: