22 Temmuz 2008 Salı

yaş dönümü

dün hafif bir baygınlık geçirdim. fatma bana gül şurubu içirip yelpazesiyle serinlik yaptı. tostumu da yedim geçti. eve dönerken vapurda, geceydi. kulağımda goran bregoviç, istanbulun beşiktaşlı karaköylü taraflarıyla dans ederek eve döndüm. ama baygınlıktan öncesinde başka şeyler de oldu. fatma bana gri toz sürme ile üzerinde pakistan yazan pirinç bir sürmedan aldı. muhittin abi'ye baktık. yokmuş. gittik erenlerde nargile içmeye. esma'yla muhsin burak da geldiler. bize doğum günü hediyesi almışlar. zaten paraları yoktu, ne gerek vardı yahu. mahcub olduk. yakında muhsin burak'ı davul çalarken izlemeye gidicez inşallah. ama osman gelmeyecek. sevmeyeceği şeyler önceden kolaylıkla tahmin edilebilen ve bir şeyleri sevmediğinde çekinmeden belli edebilen bir insan olduğu için gelmesi konusunda hiç ısrarcı olmadım.
bugün benim ve fatmanın doğum günümüz. arada bir yaş var. fatmayla benim aramızda bir yaşın lafı olmaz.
teşekkürler allah'ım, sen benim yanıma fatma'yı verdin.
bensiz gitmek istemediğin için güzel yerlere, teşekkürler fatma. elimi bırakmayan ellerini öperim.
akşama doğru osman arayıp tebrik etti. tam da annem hain evlat gibi şeyler bağırırken. hediyeler alıp pastalar yapmasını da beklemiyordum. doğduğum günü hatırlamaması çok olağan. güzel bir hadise değilmiş benim doğumum. dört saat eziyet çekmiş. sonrasında da onun için güzellikler getirmediğim besbelli. neyse ki artık kırılmalarım törpülendi. güzelliklerimi annemin gözlerinde aramıyorum. böylece onları kolaylıkla bulabiliyorum. oh be.. otuz yaşındayım. kontrolsüz bir şekilde günden güne daha mutlu oluyorum. saygılar sevgiler hürmetler gırla gidiyor..

Hiç yorum yok: