3 Temmuz 2008 Perşembe

bat ayşe bat

sen beyaz keten ceketin önündeki çikolata lekesine domestosu dök, sen unut, domestos orada kuru, ceketin önü parçalan.. kafasız. kafasız ayşe.

(aslında herşey, kadının eve varmak için iki dakika daha sabredemeyip çikolatalı dondurmayı arabada yeme aceleciliğini göstermesiyle başladı..)

öyle olmayabilirdi. ama aynen öyle oldu. öyle olmasaydı, aa iyi ki de öyle olmadı derdik. ama belki de ceketimiz başka bir şekilde yırtılırdı. kaderi öyleydi belki de ceketimizin. olamaz mı? ceketlerin de kaderi olamaz mı?

yırtılmış bir ceket ile delinmiş bir ayakkabı metaforik açıdan ne kadar benzer nesneler değil mi sevgili dostlarım? metaforik açılarınızdan öperim.

Hiç yorum yok: