19 Mart 2008 Çarşamba

Pren-sesisin

Sen hangi ülkenin prensesisin
Bir otomobilin fren sesisin
Belki ambulansın siren sesisin
Ha kamyon sesisin ha tren sesisin
Sen hangi ülkenin prensesisin!..

M.Yoğurtçu

Eski defterleri karıştırırken bunu buldum. Gene güldürdü beni ilk yazıldığı gün olduğu gibi.
Bir de senin bana yazdığın bir mektubu buldum Fatma. Mustafa'yla tanışmandan bir kaç ay önce yazmışsın. 2000 şubatı. evde adeta hapis gibiymişsin. Telefon bile edemiyormuşsun. Hiç paran yokmuş, borçların varmış. Babanın seni kene gibi gördüğünden dem vuruyorsun. Beni özlemişsin. Bir bulsan sıkı sıkı sarılacakmışsın. Ben de kağıthanedeki gazetede işe başlamışım. Demek ki Fatih'teki evden annemlere taşınmışım o sıralar. Demek ki muebbetmuhabbet kanalında her akşam chat yapmaya başladığım günlermiş.
Kısa bir süre sonra beşiktaşta buluşup benim işi bırakmamı kartvizitlere saçma sapan sıfatlar yazarak kutlamıştık hatırlarsan. Hatırlarsın. Unutma seni ne kadar çok sevdiğimi..

1 yorum:

vedide yalınayak dedi ki...

bu şiir gerçekten güzel.

o mektubu mustafayla tanışmadan bi kaç ay önce yazdıysam demek ki evdeki o büyük patlama daha olmamış. çünkü ben mustafayla tanıştığımda fıstıkağacında yaşıyordum. ondan da bir süre önce çamlıcaya geçmiştim. hey gidi günler.. babamın aynı insan olduğuna mı inanmak zor yoksa benim aynı insan olduğuma mı? aslında babam aynı insan ben de aynı insanım. bende her an aşağılara düşebilecek potansiyel mevcut hala, düşersem hangi maskeyi takacağını biliyor babam da.

ben de dün ersin'i gördüm. çok memnun oldu beni gördüğüne. daha geçn gün düündüm seni, yaşıyo mu nerde dedim dedi. yaşıyor muyum, nerdeyim.