26 Mart 2008 Çarşamba

"bu savaş demektir."

hafakanlar basıyor. içim şişiyor. damarlarımda kan akmıyor, pelteleşiyor. nefes alırken nefesin ciğerlerime kadar giden yolu uzuyor, bir türlü gitmiyor. gözlerim bulanıklaşıyor. ağzım kuruyor. daha neler..

kendimi dövsem yine de hırsımı alamam. bütün bu rahatsızlıkların sebebinin evi toplamak ve temizlemek ve düzenlemek zorunda oluşumdan kaynaklandığını söylesem sen de beni dövmek isteyebilirsin. bu evin dışında herhangi bir yerde herhangi bir iş yapmam gerekse yahut sokaklarda kilometrelerce yürümem gerekse, başkalarının evlerini temizlemem gerekse hatta yine de zorlanmam. beni tutan sıkan bir şey var sanki. görünmeyen ama çok sağlam ağlarla her taraflarımdan sarılmışım gibi. kollarıma ayaklarıma ağırlıklar bağlanmış gibi. zihnimin çalışmaması için uyuşturulmuşum gibi. o kadar üzülüyorum ve o kadar kızıyorum ki bu duruma.

bugün bunu kırmak için bir adım attım. iki pencerenin tülünü yıkadım geri astım. ahmetin odasında çalışmaya başladım. he, bir de pilav yaptım. yarın devam etmeye çalışıcam.

dışardan çok anlamsız görünen ama gerçekte çok zor olan bir savaş bu. kendimle savaşım bu benim.

1 yorum:

ayse dedi ki...

insan kendisi ile savaşmadan iyi insan olamıyor. kendisi ile savaşında da başarılı olmak kolay olmuyor. hayatta öğrendiklerimden birisi de budur benim. sana başarılar diliyorum.
sen güçlü bir savaşçısındır, onu da çok iyi biliyorum. (bir de bunu öğrendim hayatta :))
bizde de bugün benim yapamadığım bir temizlik vardı. kadının annesi ölmüş geçen hafta.
şikayet etmek her zaman çirkindir. ama bazı zamanlarda şikayet edişlerimden çok çok daha fazla utanıyorum.