14 Ekim 2010 Perşembe

what then.. what then??

insan kendisinden vazgeçmeyegörsün. kendi iyiliğini istemeyen birine kimin hayrı dokunabilir? böyle bir düşmekten nasıl ayağa kalkılabilir?

bu sabah karşımda kimse yoktu. bulaşık yıkıyor, shantel dinliyordum. "sen kendi iyiliğini istiyor musun ki?" sorusuyla karşı karşıya kalmak için beklenmedik bir andı.

-istemiyorum, uzun zamandır.

insanın kendi cevabına şaşırması çok tuhaf.

***
yıllardır okumayı isteyip de kavuşamadığım bir kitap vardı. dün gece elime geçti. şimdi beraberiz. bütün sevip de kavuşamayanlar için kierkegaard'dan gelsin: either/or.

6 yorum:

gazoz kapağı dedi ki...

yorum yazabilecek bir cümle aklıma gelmiyor yine de seslenmek istedim. ben düşünmekten ziyade hayal etmeyi sevdiğim için hala roman ve hikaye okuyorum. en son Paul Auster'in Brooklyn Çılgınlıklarını okudum. orada bir doktora öğrencisi vardı.Ann Arbor, Michiganda yaspıyordu doktorasını. birgün bahçesinde tüm notlarını,cd kayıtlarını, doktorasıyla alakalı kitapları, raporları, fotoğrafları vs. bir varilin içine koyup yaktı. sonra da Brooklyn'e gelip taksi şöförlüğüne başladı. araba kullanmak ona iyi geliyordu. aklıma sen gelmiştin tam o esnada. seni seviyorum. Allah sana da bana da merhamet etsin

gazoz kapağı dedi ki...

kuşlar! gökyüzü size tokat atsa ne yapardınız
başınızı kaldırmanız yasaklansa
kanatlarınız rüzgarın karısı değildir artık
hangi avcı sana “sen”den daha fazla zarar verebilir
bense kuş olduğuna inandırılmış bir kuş resmiyim
tanrım ölüyken bu kadar kanatla ne yapacağım

jora silverstone dedi ki...

tekmeyi tokadı yiyip yiyip kan revan içinde yeniden ayağa kalkmak mesela çok saygıdeğer olurdu. ben o adam değilim. benim gücüm de cesaretim de yok. bana vursan, ya kaçarım ya düştüğüm yerde kalırım.

çok açılardan sahiden aşağılık birisi olduğumu artık idrak etme noktasına geldim. eskiden de böyle düşünürdüm ama artık eminim, delillerim var.

bu şiirin öz şairi tarafından yazıma yorum olarak eklenmesi beni cidden taltif etti. ilk okuduğumda da beğenmiştim yıllar önce ama şimdi iyice içime işledi.
sen ne iyi bir şairsin ve ne güzel bir arkadaşsın ayşe.. seni çok özlediğimi söylemiş miydim?

vedide yalınayak dedi ki...

ben de bu yazıya yorum yapmak istedim ama ne yazacağıma da nereden başlayacağıma da karar veremedim. şair de olmadığım için işim iyice zorlaştı. yine de çam sakızı çoban armağanı misali ezberlediğim ilk şiiri buraya yazmak istiyorum. lütfen kabul buyurunuz.

"bir taş attım ağaca
düşmedi taşım düşmedi taşım
ağaç yedi taşımı
taşımı isterim taşımı isterim"

jora silverstone dedi ki...

o zaman ben de bir laz türküsü ile katılayım programa:

bir kara kuş ağlayi
taş vurmuş kanadina
ağlama kara kuşum
düşmanun inadina

vedide yalınayak dedi ki...

çok acıklı oldu. ağlayayım, düşmanun inadına