2 Şubat 2010 Salı

havadan sudan

bugün çok gök gürledi, çok yağmur yağdı, çok şimşek çaktı istanbul'da.

bugün ben bir sürü şey düşündüm, gerekli gereksiz. demin balkonda sigara içerken mesela, nerden aklıma geldiyse şairleri düşündüm.  a)sözlük karıştırarak şiir yazan şairler b)ansiklopedi karıştırarak şiir yazan şairler c)şiir yazabilmek için milletin karısına kızına iş atan şairler d)şair olmak kastıyla a-ilesinde bir ayrık a gibi yaşayan şairler. evet, hepsi de 'ler'. galiba biraz fazla şair tanımışım. bu kategorilerin dışında olanlar da var elbette. onlara bir sözüm yok.. bunlaraysa hiçbir sözüm yok!

sonra bir hikaye dinledim ben bugün. ama hayat hikayesi. bir adam varmış. gençliğinde bir kıza aşık olmuş. kız da onu sevmiş. ama evlenmelerine müsade etmemişler. kızı adama vermemişler. adam, bu sebeple tımarhaneye girmiş girmiş çıkmış gençliğinde. sonra yürüyeceği bir yol bulmuş.

kız evlenmiş. adam da evlenmiş. adamın torunları olmuş. kadının da torunları olmuş. adamın torunlarının çocukları olmuş.

gelmiş seksen küsur yaşına. kaptanmış bu amca. teyze de ankara'da yaşıyormuş. bir telefon açarmış bazen kaptan amca. sesini duyar kaparmış. seksenküsur yaşında. bazan da ortalıktan kaybolurmuş bir kaç gün. "neredeydin kaptan amca?" "ankara'ya gittim. bir görüp geldim." seksenküsur yaşında.

"aşk'a bak!" dedi.
bakakaldım ben.

3 yorum:

jora silverstone dedi ki...

vay be! ask denizinin yilmaz kaptani :)

gazoz kapağı dedi ki...

maşallah, eline öpmeye gitsek, duasını alsak. hakikaten. olmadı ona mektup yazabilsek. imkanı var mı?

vedide yalınayak dedi ki...

ben sohbeti o gün dinlemiştim ama sevgili gazoz kapağı, sohbet yapıldığında sene 97 imiş. o derece geriden takip ediyorum :) mektup yazabilirsin elbette. ama mektubu ulaştırabilir misin bilmem. zira doksanyedi senesinde bile ruhuna fatihalar gönderiliyordu.