28 Kasım 2012 Çarşamba

eşya

benim çocukluğumda oturma odamızda kırmızı bir ısparta halımız vardı.ev sobalı olduğu için herkes ayrı ayrı odalarda oturmazdı. yemek de o odada yenirdi, ödev de orada yapılırdı, adile teyze'yle "uykudan önce" de o odada seyredilirdi. evlenirken aynı halıdan aldı annem bana. onu oturma odamıza serdik. evimdeki bütün eşyaları kendim seçip beğenerek almıştım. ama hepsinde bir yabancılık vardı. eşyayla yaşarken bizimle akraba gibi oluyor. bir yakınlık kuruluyor zamanla. işte ondan benim yeni evimde hiç yoktu henüz. o halım da olmasa çok daha garip hissederdim muhakkak.
artık neredeyse 10 yıllık oldu evim. eşyalarım bizimle yaşadılar, biraz biz karıştık içlerine. tabaklarımızın kenarları kırıldı, halılarımızın püskülleri yolundu perdelerimizde yer yer delikler oluştu. kimilerine göre yeni eşyalar almak için bahane olabilecek bu durum benim için huzur kaynağı oldu. yeni eşyalara zaman zaman gözüm takılmıyor değil. yeni bir koltuk takımı mı alsak filan diye aklımdan geçtiği oluyor. ama yapamam bunu. evim çok güzel bir yer. canlı o. canını severim ben onun :)

2 yorum:

hulofera dedi ki...

ben de elimde eskiyen şeyleri çok severim, artık kullanılamaz hale gelinceye dek kullanırım, ne kadar deforme olsalar da.. zaman zaman hatırası olduğu için bir parçalarını sakladığım da doğrudur :D

Adsız dedi ki...

ben de 13 senelik kerata var.
Blog çok iyi bu arada.