26 Haziran 2012 Salı

kaymakam nedir?

sinopta yaşamanın kendine göre güzellikleri oluyor tabii. mesela pazara çıktıktan sonra eve gitmeden "azıcık denize gireyim" diyebiliyorsunuz. işte o azıcık günlerden birinde denizde bir delikanlı gördüm. mübarek evlat şekerden yaratılmış gibiydi. validesine denizde kimi hareketler yaptırmaya çalışıyor: "Kaçma kız daha çok işimiz var seninle hadi gayret hadi bakalım..." nevinden cümleler kuruyordu. yanında duran ablası ise bu fotoğrafa bir giriyor bir çıkıyordu. zira yüzmeyi bilmediğinden annesiyle o bu kadar yoğun uğraşamıyordu. valla ben böyle manzaraları hiç kaçırmam. hemen kontak atarım. gittim bu iki kardeşten hemcinsim olanın yanına, vıdı vıdıya başladım. meğer valide felç geçirmiş. suda hareket yapması gerekiyormuş. o sebeple uğraşıyorlarmış. laf lafı açtı. ankaradan ortak tanıdıklara yasladık. hatta o ortak tanıdıklar bizi zamanında: "sinopa gidince muhakkak tanışın" diye gazlamışlardı. ya geldi nasibimiz bizi denizde buldu. boşuna demiyorlar denizden babam çıksa yerim diye... böylece akşam çayına denizden misafir yakalamış olduk. akşam bu iki kardeş ellerinde çikolatalarıyla geldiler. denizdeki gibi sürekli gülümsüyorlardı. delikanlı namaz kılmadığını söyledi isterseniz cemaat yapalım diyerek eşimi ve veletlerimi peşine taktı. dedim ya bu çocukların malzemesi halis şekerden diye... sonra biz bu güleç gencecik delikanlının kaymakam olduğunu öğrendik. üç dört günlüğüne annesini özlediği için gelmiş memleketine. tabii burada nerenin kaymakamı olduğunu yazmayacağım. hiç yazar mıyım? o kadar da eşek değiliz herhalde... abla da canla başla calışan bir köy öğretmeni... bu durumda şu soruyu kendime yeniden sordum. kaymakam ne demek?

3 yorum:

vedide yalınayak dedi ki...

Bildiğini biliyorum ama bu güzelliğe bir tarafından bulaşmak adına bildiğim kadarıyla soruna cevap yazayım. Kaymakam, aslında kaim makam demek. Kaim de yerinde, yerine gibi bir mana taşıyor galiba. Dur üşenmeyeyim de bir lügata bakayım.

Ferit devellioğlu diyor ki kaim: 1- ayakta duran, ayakta bulunan. 2- birinin yerini tutan, birinin yerine geçen. Namaz kılan, vaktini namazla geçiren. 4- dik. 5- bir işte sebat eden.

Yeri gelmişken kayınvalide ve kayınpederin de kaim valide ve kaim peder olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

gazoz kapağı dedi ki...

:)kız o zaman ben de seni kaim arkadaş olarak sevebilir miyim

vedide yalınayak dedi ki...

sev de istersen kaim kapı kulbu diye sev. sen bilirsin neticede. bı de bu gece eve dönerken sokağımızda seni gördüm. Pembe giymiştin. Ufak bı çocuk vardı yanında. Ahmet Latif'ti herhalde. Bi ton esmeri ya da. öyle bakakaldım sana. Gözlerim astigmat ya, biraz dikkatli. (bı seferinde bu göremeyip de görmeye çalışan bakışlarım başıma dert olmuştu.) sen de bana baktın, "ne var? ne ayak?" gibisinden. ben konuşmadım seninle. belki bugün uyandığında benimle görüşmeyi planlamamıştır diye düşündüm. çok saygılı biri olabiliyorum bazen. hem de anlayışlı. arkandan bı süre daha seyrettim seni. sonra elimdeki anahtarla apartmanın kapısını açtım. zaten artık seni seçemeyeceğim kadar uzaklaşmıştın. keşke o anda Sinop'ta olmasaydın.