3 Kasım 2011 Perşembe

vahşi değil hür

babam kapkaççılar çalmasın diye iç cebine dikmişti beni
kim çıkarıp “hep aynı gün” isimli konserve kutusuna koydu
gözlerimdeki siren seslerini hangi ilaç tedavi etti
halbuki ben otuzumdan önce
dünyanın üzerine sprey boyayla “isyan” yazacaktım
babam şahittir, yerçekimini ayaklarımdan kazımıştım
babam şahittir, paraşütle bir şiirin içine atlayıp
sustalıyla girişmiştim kelimelere
sonra bir şey oldu
kırışık giderici kremleri hayatıma sürüp
dümdüz bir yaşamı sımsıkı giydirdiler
ehliyet kemerleriyle boğmaya çalıştılar beni
bağırdım
ocağın altını kısar gibi sesime dokundular
bağırdım
dudaklarımdan küfürleri kerpetenle çektiler
işkence izlerime bak: taksitler ve krem rengi koltuk takımı
savaşta bir erin yazdığı mektubu
öğrencilerine kötü gramer örneği olarak okutan öğretmenle
aynı artık fikirlerim
halbuki babam şahittir
eskiden bir dikişte hürriyettim

1 yorum:

jora silverstone dedi ki...

zor. kimse de kolay olacağını söylelemişti zaten di mi.
şiir çok çarpıcı olmuş. bazı zamanlarımda daha da çarpabilir. bugün bayram havası neyse ki.
tebrik ederim. bi de hala bende telefonun yok.