10 Eylül 2012 Pazartesi

Nayır nolamaz

"HAYIR DE... neymiş hayır diyecekmişim. hayır. insanlara hayır de. peki"

evimizde bir yardımcımız var. dehşetli ev kadını. beş çocuk annesi. o evle ilgilenirken ben de kaçıp kaçıp yazılar yazacaktım. Fakat dehşet hakkaten. bir gün bana masumca şöyle dedi:" Ayşe hanım baklava yapalım mı, ev baklavasının yerini bir şeycikler tutmaz." cevizler alındı, kırıldı baklavalar yapıldı. tabi baklava kolay iş değil o gün ben de evde yardıma kaldım. tepsi tepsi baklava yaptık. bayramda annemlere çikolata yerine ev baklavası götürdüm sonra ne mi oldu: "Ayşe hanım turşu yapalım mı? bugün ev makarnası yapalım kışa giriyoruz değil mi? aa neden bugün mantı yapıp buzluğa atmıyoruz, hadi şimdi yufka yapalım kışlık, kırmızı biberler çıkmış çok güzeli közleyip hközleyip kavanozlara koyalım, reçel reçel yapalım çeşit çeşit..." daha neler neler... şimdi de tarhana yaptık. ev tarhanası, şişip şişip duruyor. iki saatte bir yumrukluyorum. ve evden çıkamıyorum bir türlü. yıllarca neden her şeyi hazır aldığımı da anlamış oldum böylelikle... bunları yapmak deli işi ya.. kimse evde bir şeycikler yapmasın. hazırını alın kızım hazırını... daha bu tarhananın bir sürü işi var hem.
"Ayşe hanım salçamızı da kendimiz yapalım mı? çok güzel olur yapalım yapalım"
iç sesini dinle kadın, ne diyecektin hayır de hayır de,
"Ha.. ha.. hayırlısı olsun"
"Hayırlısı da ne demek ayşe hanım ev salçasından hayırlısı mı var. diğerlerine ne katıyorlar belli değil. siz bibelerin bir yıkayın doğrayın ben de diğer işleri halledeyim. Ya ayşe hanım, sizin  gözünüz seyirip duruyor neden ya? hayırdır"
"Hayır ya hayırrr"

Hiç yorum yok: