2 Şubat 2011 Çarşamba

karakter

evde ikimiz vardık. yani bir o bir de ben. epey de eğlenmiştik. bir o bir ben. bir deney yapayım dedim. bir ara sınav kabilinden. düpedüz gerizekalılıktı bu. ah hayır, rica ederim. öyleydi.

ahmet'i üzdüm.

aslında amacım apaçık üzmekti onu. ama sonra izin verseydi, bütün üzüntüsünü geri alıp büyük bir de mutluluk verecektim ona.

izin vermedi.

düpedüz ahmaklıktı bu.

sonra gönlünü almak için bir iki cümle kurdum. o, daha önce görmedim bir tavır ve ses tonuyla, şöyle dedi:

"annem olduğun için affediyorum. ama başkası olsa etmezdim."

oy ki ne oy. dangalaklığa bak. karşındaki kim, tanımıyorsun bile bre gafil! sen onu sünger bop seyrediyor diye ne sandın?

düpedüz çuvalladım. işte tam yedi sene altı ay on gün sürdü.

3 yorum:

jora silverstone dedi ki...

estagfirullah. ben inaniyorum ki Allah annelerin kusurlarini evlatlarindan ortuyor cogu zaman, umuyorum en azindan bunu can u gonulden. ben de bazen kalplerini kiriyorum cocuklarimin. onlardan cok, bin kat daha cok ben uzuluyorum o zamanlarda butun anneler gibi. egilip gozlerinin icine bakip ozur diliyorum, cok seviyorum seni cok cok diyorum, sariliyoruz. Tugrul efendi'nin "cocuk anne babanin kendisini sevdiginden emin olsun, bi o yeter" mealinde konustugunu dinlemistim radyoda (tam cumleyi hatirlayamiyorum). ahmetin sevildiginden emin oldugundan benim hic suphem yok. uzulme sen. anneler insandir. hele sen.

vedide yalınayak dedi ki...

ne iyisin sen. iyileştiricisin.

bu sabah ahmet'in bana söylediği ilk cümle şu oldu, çok şükür: "anne ben seni çok seviyorum. senin de beni çok çok sevdiğini biliyorum."

:)

gazoz kapağı dedi ki...

çok özele giriyor olabilir ama ben merak ettim. kuzum ne oyunuydu bu.