27 Aralık 2009 Pazar

vın vın

cuma günü saat bir de ilk sürüş dersimi icraa ettim. ( baki kendinin öğretmesinin doğru olmadığını illa sürüş derslerini beklememi ısrarla vurguladığı için beklemiştim de ) saat bir de başlayıp üç gibi son bulan maceramız oldukça berbattı. zira öğretmen bey bana liseliymişim gibi muamele etti. "ver gazı ayşe, ver gazı" gibi cümleleri sayesinde dersin ilk yirmi dakikasından sonra ben kilitlendim. Adam önce anlamadığım için dediklerini yapmadığımı zannetti. üç kere beş kere söylediği halde debriyaja yahut frene basmadığımı görünce bu sefer korkup cama vurarak "bunu duyuyor musun hey ayşee" demeye falan başladı. maalesef ben o esnada ne konuşabiliyore ne de arabayla alakalı herhangi bir komutu yerine getirebiliyordum. arabadan inince de yarım saat kendime gelemedim. dönüp hiç suçu olmadığı halde eşimi payladım. zira insan bir öğretirdi değil mi bir şeyler? "tamam dedi öğretiriz" ama bir sorun var. ben direksiyondayken hiçbir yere bırakma imkanımız olmadığı çocuklarımızı arka koltuğa koymaya kıyabilecek miyiz?

3 yorum:

jora silverstone dedi ki...

biz çocukları da arkaya koyup tenha yerlere giderdik. bilkent kampüsüne filan.. cesaretini kaybetme! sakın işin ucunu bırakma..

vedide yalınayak dedi ki...

ver gazı ayşe, ver gazı!

gazoz kapağı dedi ki...

herhalde biz de tenhalarda menhalarda buluşup yapacaz bu işi. benim sürmem lazım şu meredi.zira gezmem lazım tozmam lazım.