11 Kasım 2009 Çarşamba

bir kitap/bir yazar

survivor'dan önce hiç palahniuk okumamıştım. okuduğuma memnun oldum. invisible monsters'ı da aldım. onu da okuyacam. fight club'ı beğenmeyen herhalde yoktur aramızda. fight club'ı beğenmeyeni döverler. fotoğraflarından birisinde önündeki masada bildiğimiz türk usulü çaydanlık gördüm. chucky boy oy oy oy. insan, böyle sıska bezgin kısık gözlü içli bir tip bekliyor. bir bakıyorsun atletik (!) sırıtkan bir herifmiş. doğrusu biraz şaşırdım. ama çaydanlık iyi geldi, ortamdaki gerginliği aldı biraz.
kitabın başlarında bir yerde "any dead girl, i'm not what you call choosy" diyor. nedense o çakıldı kaldı kafama. insanın kafasına çivi çakılır gibi çakılıyor palahniuk'un bazı lafları. bazıları ise fena halde sıradan. lise seviyesinde sembolik anarşizm kokusu saçan cümleler de var aralarda. modernizmin çok klişe eleştirileri. eh batılı derinliğinin sınırları var tabi. gene de chuck palahniuk o sınırların zaman zaman üzerinde gezinebiliyor arada bir de olsa ötesinde bir yerlere dart okları atabiliyor. o oklardan bizim de onikimize, hadi hiç değilse dokuzumuza yahut yedimize isabet eden olmuşsa ne mutlu. bir ciddiyet yahu!
kitabının sonunda ne olduğunu yazmayışıyla da beni hayranlıklara boğdu kendileri. zaten (?) sayfalar ve bölüm numaraları sondan başa doğru gidiyor. kaçıncı sayfadasın değil de kaç sayfan kalmış. o çok iyi. dil çok sade, konu dahice, kurgu gayet sağlam. filmini çekmek üzere oldukları sırada 11 eylül patlamaları vuku bulduğu için askıya almışlar projeyi. uçak kazası filan var da kitapta, o açıdan.
web sitesindeki sıksorulansorular listesinin başında "palahniuk" nasıl okunur? sorusu var.
survivor "hayatta kalan" demektir ama "gösteri peygamberi" diye isim koymuşlar türkçe tercümesine. baktım tercümesi de fena sayılmaz.
bu kitap bize ne anlatıyor onu anlatacak değilim. o zaten anlatılmış.
elime başka ulaşan bilgi olursa paylaşmaktan çekinmem.

2 yorum:

gazoz kapağı dedi ki...

ne güzel bir yazı. onu bunu bırakıp da biz seni okusak. bir de... dur onu kulağına söyleyeyim

jora silverstone dedi ki...

aysecigim iltifat etmissiniz, tesekkur ederim. bunlar deli sacmasi yahu, ciddiyetsiz, seviyesiz yazilar. kendi aramizda agzima geleni soyluyorum. ama insan icinde ayip olur :) hem kim ne yapsin benim 10 sene once yayinlanmis bir kitap hakkindaki fuzuli fikirlerimi. egleniyoruz iste kendi capimizda :) bir de kafam ev islerinden, monoton rutinimden iyice mantara baglamasin diye. baska bir amacim yok yazarken. ama fatmayla sen begenince de seviniyorum ayiptir soylemesi ehehe