7 Ekim 2011 Cuma

bizim beşiktaştaki ev sobalıydı. salon kapalı dururdu, orayı ısıtmazdık. "ön taraf soğuk yer" derdik salona. arka tarafta sıcak sıcak otururduk. ben pek oturmazdım. hala da yapamıyorum. şimdiki evimiz de akşamları serin oluyor, elektrikli radyatör yakıyoruz. salonla mutfağın olduğu kısmı kapatıyorum. oradan aklıma geldi. ebru hep kitap okurdu çocukken. ahmet uslu uslu oynardı. düşünce filan hiç ağlamazdı. tosun gibi bişeydi. o ikisinin gözlükleri vardı, benim yoktu. annem yatmadan önce sütlü kakao yapardı, şıkır şıkır koridordan karıştıra karıştıra gelirdi. kar yağınca yıldız parkına kaymaya giderdik. çöp torbalarıyla kayardık, kızağımız yoktu. dönüşte saray pastanesinde sahlep içerdik bazen. balkondan tanıştığımız komşularımız vardı, elifler. elifin cemlekerem diye iki tane erkek kardeşi vardı annesi onları kız olsun istemiş, olmayınca saçlarını uzatmış örmüş filan küçükken, resimlerini görmüştüm.

2 yorum:

vedide yalınayak dedi ki...

çok güzelsin sen.

gazoz kapağı dedi ki...

insanın sadece kardeşleriyle aralarında olan şeyler vardır. mesela annem bize akşam süt getirirdi koridordan karıştırılmasının sesini duyardık. şimdi kardeşler bu sesi ne vakit nerede duyarsak duyalım aklımıza hep aynı şey gelecek. (Yıllar önce bana kardeş nedir neden önemlidir isimli bir ders vermiştin, o örneği hep kullandım, bak gene çıktı karşıma bu şıkırdama)