ayşe geçen gün ne kadar boş bir insansın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ayşe geçen gün ne kadar boş bir insansın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Nisan 2013 Cuma

geeks of the house

çocuklarımı iyi birer insan olarak yetiştirmeye çalışıyorum. hemen hemen her anne gibi. ama iyi bir insan olmakla doğrudan alakası olmayan bazı şeyleri de onlarda görmek istiyorum. bu tarafı tamamen keyfi alana giriyor.
bu yazıda, ihsandaki stars wars sevme cevherini nasıl açığa çıkarttığımı anlatacağım sizlere. öncelikle bu motivasyonumu, osmanın bilim kurgunun hiç bir türünden hazzetmemesi neticesinde içine düştüğüm yalnızlığa borçlu olduğumu belirtmek isterim.
bebekliğinden beri ihsan üzerinde bu amaca yönelik olarak çevirdiğim dolaplar sırasıyla ışıklı kalemi ışın kılıcı olarak tanıtmak, kapişonlu montumu giydirip may the force be with you şeklinde kendisine hitapta bulunmak, en rahat çoraplarını darth vader desenli seçerek onları tercih etmesine yardımcı olmak, bir takım star wars maketleri alıp en hayran olduğu insan olan avni dedesiyle birlikte yapmalarını sağlamak v.s.. şeklinde sıralanabilir.
fakat bu yaşına kadar içerik olarak pek uygun bulmadığım için filmleri seyrettirmedim. bir süre önce babasıyla kitapçıda gezerken star wars legolu kitap görüp yapışmış. osman geçenlerde alıp getirdi. legolarla oynarken artık filmi seyredebilir miyim lütfen anne please please diyerek kendisi ricada bulundurlar.
filmi açtım (the phantom menace; zira orijinal seriden başlarsak bağlantıyı kuramayabilirdi şu genç yaşında), her sahnede şimdi sıkıldım kapat diyecek diye diken üstünde bekliyorum. baktım ki pür dikkat izliyor. arada bir kapatayım sıkıldıysan filan diye yokladım. tık yok. biter bitmez ikincisini istedi. ama onu ya biraz sansürliycez ya da 3-5 sene daha beklememiz lazım.
velhasıl gün benim günümdür, artık iki kişiyiz!
peki ayşe hanım neden zehra değil de ihsan? diye soranlarınız olabilir. efendim, zehra bir şeyi sever ya da sevmez, ben onu kolay kolay yönlendiremem. çok şükür hali hazırda zevklerimizin kesişim kümesi oldukça geniş zaten. dolayısıyla onunla hususi olarak uğraşmadım. fakat filmi o da sıkılmadan seyretti. en çok da queen amidala'yı beğendi tabi ki. ama saçlarını komik komik yapmışlar.

6 Aralık 2012 Perşembe

halk ve ekmek

halk ekmek büfesindeki satıcı her gün bi bahaneyle müşterilerini azarlıyor. resmen adamdan korkar oldum. sıra bana geldiğinde sözlüye kalkmış öğrenci psikolojisine giriyorum. bu sabah önümdeki adamı şöyle azarladı: -bu ne biçim poşet? böyle poşet mi getirilir, içine nimet koyacaksın bunun. yiyeceksin boğazından geçiçek. poşete bak!

ama halk ekmeğe bayılıyorum. yüzü sirke satan adamdan almak zorunda da kalsam vazgeçemem ondan :P

6 Ağustos 2012 Pazartesi

tavsiye üzerine

vedide hanım'ın tavsiyesi üzerine white collar'ı seyrettim. memnun kaldım. bir nevi zanax tesiri yaptı. bitince eskisinden daha büyük bir sıkıntı içinde buldum kendimi. olsun, iyiydi. yeni bölüm 10 ağustosta.

edit: bu yazının altındaki yorumlardan hiçbirisinin diziyle alakası yoktur!

15 Mart 2012 Perşembe

fil. filip. filipin. filipinler. onlar kim ya?

bu günlerde dünya bir hayli kepaze. bayağı da canavar. epeyce düzenbaz. o böyle bi süslenmekler bi cazibe triplerine girmekler filan.. yerler mi, yiyebilirler. ama sahipsizler mi, hayır efendim hiç de değiller.

kafamda güzellik tümorü çıktı demiştim. yüzüme bakıp gülümsedi. istanbula bahar her seneki gibi nasıl da yakışmıştı. motordaydık. neden bahsettiğini çok iyi biliyorum dedi. eh sen bilmeyeceksin de kim bilecek zaten.

8 Şubat 2012 Çarşamba

bir star wars severin itirafları-1

siyah, uzun montumun kapüşonunu ne zaman başıma geçirsem "come to the dark side" diyesim geliyor.

20 Aralık 2011 Salı

"rönesans platoncusu" kulağa biraz küfür gibi mi geliyor ne? "hadi ordan rönesans platoncusu seni" şeklinde cümle içinde kullanası geliyor insanın. yalnız mıyım?
of çok yalnızım allahım ya.

31 Ocak 2011 Pazartesi

meraba günlük,

hatırlar mısın, bir zamanlar buraya en iyi erkek vokal dave gahan'dır gibi bişey yazmıştım. şimdi -radiohead'in solisti ve herşeyi- thom yorke'un daha iyi olduğuna karar verdim. benim dünyamda elbet, ve şu an için pek tabii.
gerçi manyak gibi bişey. basbaya itici. aslında sesi de aman aman güzel değil. ama allah'ı var. az gelir, az bulunur cinsten. çok da şair şarkı sözü yazıyor. uzun süre dinleyince intihara meyil yapabilesi var. ama ben intihar etmem. acele etmesem de ecele yeterince yakınım. ne uğraşıcam.

şarkı seçince buraya eklerim. istersen bakarsın. zorla değil. her şey güzellikle.

***
kendime bir amazon kindle almak istiyorum sevgili günlük. hayatımda teknolojinin yerini büyüttükçe kafamın küçüldüğünü hala anlamamışımcasına. kütüphanemde bulunan kitapların içeriklerini bile beynime kaydetmeye zahmet etmeyen ben hele binlerce kitabı cebimde taşımaya başlarsam iyiden iyiye boşkafa olup çıkarım herhalde.

29 Kasım 2010 Pazartesi

bu akşam bütün meeyhaaneleeriiiniiii..

benimkisi ceset. içerisinde de bir şey yok. benimkisi iyiden iyiye ayyaşlık artık. the trick to avoid hangover is: never stop drinking prensibi icabınca aralıksız içiyorum. hayır alkol değil. biliyorsunuz şart değildir.

eskiden -çoğunlukla bencilce sebeplerden- kendimi iyi bir insan yapmak isterdim. şimdi bi isteğim yok. bedenimin istekleri oluyor arada bir. onları karşılıyoruz işte mümkün olduğunca. üzülmüyorum, pişman olmuyorum, korkmuyorum, ummuyorum. bunların olmasına fırsat vermiyorum. kötü birisiyim ben. uzun yıllar kendimden hoşlanmadım. olabileceğim kadar süper harika bir insan olmadığım için kendime kızdım. kimse beni sevmiyor'a içerledim. kendi çapımda depresyonlarım oldu. şimdi bunlar çok geride kaldı bebeğim. şimdi benden geriye hayvan kaldı.

halbuki yazıktır ömre. bilmediğimden mi? ah bilmediğimden mi?? koy bi bardak daha ahahaha

ama: fatma seni seviyorum.

iiiistaaaaaanbuuuuuluuuuuuun......

6 Ekim 2010 Çarşamba